28 Eylül 2013 Cumartesi

Seçme Tekerlemeler

1.Bir berber bir berbere bre berber beri gel diye bar bar bağırmış.
Bizde bize biz derler, sizde bize ne derler?
Gül dibi bülbül dili gibi,gül dibi bülbül dili.

O pikap bu pikap şu pikap.
2.Pireli peyniri perhizli pireler tepelerse, pireli peynirler de pır pır pervaz ederler.
3.Ocak kıvılcımlandırıcılardan mısın, kapı gıcırdatıcılardan mısın? Ne ocak kıvılcımlandırıcılardanım, ne kapı gıcırdatıcılardanım.
4.Çatalca’da topal çoban çatal yapıp çatal satar, nesi için Çatalca'da topal çoban çatal yapıp çatal satar? Kârı için Çatalca'da topal çoban çatal yapıp çatal satar.

Paşa tası ile beş has tas kayısı hoşafı.
5.Dört deryanın deresini dört dergahın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert,dört dergahtan dört dev çıkar. 

Zaman saman satar, saman zaman satar.
6.Al bu takatukaları takatukacıya takatukalatmaya götür. Takatukacı takatukaları takatukalamam derse takatukacıdan takatukaları takatukalatmadan al da gel.
7.Nankör nalbant nalları nallamalı mı, nallamamalı mı?
Az kaz, uz kaz, boyunca kaz.
8.İşlek işlemeci,işlemeli işleri işlikte işleyerek işletmeciye işyerinde izletti.
9.Ilgarcı ılgar,ılgıngillerin ılgancırı ılgalayarak,ılgıt ılgıt ılgılardı.
10.Pısırık pırlak pırnallıklarda pırnallanırken pılı pırtısını pısırık pıtraklara pıtır pıtır pırtlattı.
11.Üçüncü üçkağıtçı, üçe tek üçleşerek üç teker arabayla süzüm süzüm süzülen süzgeçleri süzdü.
12.Kırk kırık küp, kırkının da kulpu kırık kara küp.
A be kuru dayı ne kuru sarı darı bu darı, a be kuru dayı.
Şu odayı badanalamalı mı, yoksa badanalamamalı mı?
13.Sen seni bil, sen seni, bil sen seni, bil sen seni, sen seni bilmezsen patlatırlar enseni.
14.Şu karşıda bir dal, dal sarkar kartal kalkar, kartal kalkar dal sarkar, dal kalkar kantar tartar.
15.Şu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, ortadaki su şişesi.
Şiş şişeyi şişlemiş, şişe kesişe kiş demiş.
Elalem aladana aldı aladanalandı da biz bir aladana alıp da aladanalanamadık.
16.Bu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak?
Bu yoğurdu mayalamalı da mı saklamalı, mayalamamalı da mı saklamalı?

17.Sizin damda var beş boz başlı beş boz ördek,
Bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek,
Sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek
Bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe,
Siz de bizcileyin beş boz başlı beş boz ördek misiniz, demiş.
Değirmene girdi köpek,
Değirmenci çaldı kötek.
Hem kepek yedi köpek,
Hem kötek yedi köpek.
18.Bir tarlaya kemeken ekmişler. İki kürkü yırtık kel kör kirpi dadanmış. Biri erkek kürkü yırtık kel kör kirpi, öteki dişi kürkü yırtık kel kör kirpi. Kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürkünü, kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürküne; kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürkünü, kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürküne eklemişler.
19.Getirince el getirir, yel getirir, sel getirir; götürünce el götürür, yel götürür, sel götürür.
20.Bu mum, umumumuzun mumu.

HİÇBİR DİL YAZILDIĞI GİBİ OKUNMAZ

Hiçbir dil yazıldığı gibi okunmaz.
Türkçe’nin bir imlası bir de telaffuzu vardır.
Alfabemizdeki işaretler yani harfler konuşurken çıkardığımız sesleri ve meydana gelen ses olaylarını eksiksiz karşılamaz. Bazı sesler uzar, bazı harfler incelir, bazı kelimeler bir araya gelince farklı bir tınıyla telaffuz edilir, bazı kelimelerin söylenişi ise yazılışından bir hayli farklı olur. Telaffuzu imlaya yıkmak hiçbir zaman kafi olmayacağı gibi doğru da değildir. Onun için konuşulan lisanın fonetiğini yani ses bilgisini öğrenmek o dili layıkıyla konuşmanın mecburi bir gereğidir. Bütün gelişmiş dillerin imla alfabesi yanında bir de fonetik alfabesi vardır, ki o dili -hem ana dil hem de yabancı dil olarak- öğrenenler telaffuzun hakkını verebilsinler. Okullarda güzel konuşma derslerinde fonetik-diksiyon konuları tıpkı gramer konularında olduğu gibi ayrıntılarıyla işlenmesi gerekirken bu yapılmamakta ve neticesinde de rahatça üstesinden gelinebilecek konuşma kusurları köklü bir alışkanlığa dönüşerek Türkçeyi kulağa hoş gelecek biçimde konuşmayan bireyler yetişmektedir. Diksiyon hislerimizi ve fikirlerimizi sözle beyan etmemizin tekniğini, yordamını, inceliklerini bize anlatan bir disiplin olması itibariyle işte bu noktada devreye girer ve çok büyük önem taşır. Türkçe’ye Fransızca’dan geçen kelime aslında Latince “dictio” kökünden gelmekte olup söz söylemek, iş buyurmak, eyleme geçmek gibi anlamlar taşımaktadır. Dikte etmek kelimesinin de Latince aynı kökten geldiğini burada hatırlamakta fayda var. Tabii daha sade bir tarif yapmak da mümkün diksiyon için: Kulağa hoş, dile kolay bir söyleyiş tarzı. Bu ifade size yuvarlak gelebilir belki, ama inanın, bir o kadar da isabetlidir. Zira dil her şeyden önce ve hatta öte “konuşulur”. İmladaki değişmeler de telaffuzun değişmesiyle yaşanır çoğunlukla. Öyleyse şimdi kulağımızı dört açıp telaffuz ve fonetik hususlarını inceleyelim.


YAZILIŞ
SÖYLENİŞ

Yapacağım
Yapıca:m
Yapacağız
Yapıca:z
Yapacak
Yapıcak
Yapmayacağım
Yapmî(y)ca:m
Yapmayacağız
Yapmî(y)ca:z
Yapacağın
Yapıca:n
Geleceğim
Gelice:m
Geleceğiz
Gelice:z
Gelecek
Gelicek
Gelmeyeceğim
Gelmi:ce:m
Gelmeyeceğiz
Gelmi:ce:z)
Geleceğin
Gelice(y)in
Göreceğim
Görüce:m
Göreceğiz
Görüce:z
Görecek
Görücek
Görmeyeceğim
Görmi(y)ce:m
Görmeyeceğiz
Görmi(y)ce:z
Göreceğin
Görüce(y)in
Duyacağım
Duyuca:m
Duyacağız
Duyuca:z
Duracak
Durucak
Durmayacağım
Durmî(y)ca:m
Durmayacağız
Durmî(y)ca:z
Duracağın
Duruca:n
Süreceğim
Sürüce:m
Süreceğiz
Sürüce:z
Sürecek
Sürücek
Sürmeyeceğim
Sürmi(y)ce:m
Sürmeyeceğiz
Sürmi(y)ce:z
Süreceğin
Sürüce(y)in
Çürüyecek
Çüri:cek, Çüri(y)cek
Boğuşacağız
Bo&uşuca:z
Başlayayım
Başlıyım
Durmayayım
Durmıyım
Gelmeyeyim
Gelmiyim
Görmeyeyim
Görmiyim
Öpmeyeyim
Öpmiyim
Üzmeyeyim
Üzmiyim



YAZILIŞ
SÖYLENİŞ

Arayıp
Arıyıp
Başlayıp
Başlıyıp
İsteyen
İstiyen
Bekleyerek
Bekliyerek
Ağlaya
A:lıya
Bekleye
Bekliye
Yürüyerek
Yüriyerek
Çürüyen
Çüriyen
Başlayın
Başlıyın
İsteyin
İstiyin
Nereye
Neriye
Şuraya
Şurıya
Oraya
Orıya
Burada
Burda
Söyle
Sö:le, Sö(y)le
Öyle
Ö:le, ö(y)le
Böyle
Bö:le, bö(y)le
Aramayın
Aramıyın
Öğle
Ö:le
Eğer
E(y)er, E&er
Meğer
Me(y)er, Me&er
Diğer
Di(y)er
Sağır
Sa&ar (A kesintisiz ve bir dalga ile söylenir)
Bağırma
Ba&arma
Ağaç
A&aç
Sığır
Sı&ır (I kesintisiz ve bir dalga ile söylenir)
Sokağın
Soka&an (İkinci a epey kapalı, fakat ı gibi değil)
Durağın
Dura&an
Doğru
Do:ru
Yoğurt
Yo&urt
Çocuğun
Çocu&un
Soğuk
So&uk
Sağlık
Sa:lık
Sağol
Sa&ol
Moğol
Mo&ol
Ağız
A&az (İkinci a hayli dar ama ı değil)
Ağır
A&ar (İkinci a hayli dar ama ı değil)
Çağrı
Ça:rı
Yoğun
Yo&un
Dünya
Dün&ya ( N damaktan genze meyleder)
Şiir
Şi(y)İr, Şi&ir (İ uzun ve dalgalı)
Şair
Şa&ir
Fiil
Fi(y)il
Fail
Fa&il, Fa(y)il
Anlamak
An&lamak (N damaktan genze )
Sığınak
Sı&ınak
Değer
De(y)er
Daire
Da:(y)ire, Da:&ire
İade
İ(y)ade
Aile
A&ile, A(y)ile
Takat
Ta:kat-i (t ince, kelime ek alsa da hece uzamaz)
Tarikat
Tari(y)kat-i (t ince, kelime ek alsa da hece uzamaz
Şaibe
Şa(y)ibe, Şa&ibe
Bayağı
Baya:, Baya&a
Pekiyi
Peki:, Peki(y)i
Yiyecek
Yi(y)cek
Yağış
Ya&aş (Ses kesintisiz, A açıkken kapalıya dönüşür)
Ağa
A&a, (A sesi kesintisiz, dalgalı)
Dinleyici
Dinli(y)ciler
Puan
Pu&an (Ses U’dan A’ya kesintisiz dönüşür)
Konservatuar
Konservatu&ar
Turkuaz
Turku&az
Kuğu
Ku&u (U kesintisiz ve dalgalı)
Yukarıdan
Yukardan
Aşağıdan
Aşa:dan