Tilki
hocanın iyiliği tutmuş bir gün..
Hacı
leyleği yemeğe buyur etmiş.
-
Ama, demiş tilki, bizde misafir..
Umduğunu
değil bulduğunu yer.
Meğer
tilkinin cimrisi hepsinden betermiş
Bir
çorba çıkarmış topu topu..
O
da sulu mu sulu.
Hem
nereden getirse beğenirsiniz? Tabakta.
Leylek
gagasıyla uğraşadursun..
Tilki
bitirmiş hepsini bir solukta.
Leylek
kızmış, ama çekmiş sineye.
Bir
zaman sonra
O
da tilkiyi buyur etmiş yemeğe.
-
Hay hay, demiş tilki, nasıl gelmem?
Ben
dostlara naz etmesini sevmem.
Tam
saatinde gelmiş.
Leyleğe
türlü diller dökmüş.
Şu
güzel bu güzel,
Hele
yemeğin kokusu..
Gel
iştahım gel!
Gerçi
tilkilerin iştahı
Pek
nazlı değilmiş ama
Et
kokusu başka şeymiş.
-
Kuşbaşı galiba, demiş.
Bayılırmış
etin böylesine
Hele
kıvamında pişmişine.
Derken
yemek sofraya gelmiş.
Gelmiş
ama nasıl?
Kokusunu
al, eti arada bul!
Dar
boğazlı upuzun bir çömlek içinde
Tam
leyleğin gagasına göre
Tilki
burnunu burgu etse nafile.
Kısmış
kuyruğunu evine dönmüş.
Aç
kaldığına mı yansın
Bir
kuşa rezil olduğuna mı?
El
alemi aldatanlar
Bu
masal size:
Bir
gün sizi de sokarlar
Kurduğunuz
kafese ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder